Hindistan’ın cennetten bir köşesi Goa

    No Comments

    Ne olursan ol Goa’ya gel

    Hindistan gezi rotasında kesinlikle en sona bırakılması gereken, Hindistan’ın cennnetten bir köşesi Goa. Hindistan tanımlarına uymayan, 1960’lar ruhunun yine de yaşadığı bir eyalet, şehir değil. ”Ne olursan ol Goa’ya gel” denebilecek, herkese bir şekilde dokunan bir yer.

    Keyifle ve istediğiniz şekilde vakit geçirebileceğiniz, herkese ve her bütçeye hitap edebilen yerleri var. Goa denilince, küçük bir şehir algılanmasın, Goa bir eyalet ve heryerini hakkıyla gezmek de vakit alır. Çok fazla plaj bölgeleri var. Dinlenmek isteyen için de, eğlenmek isteyen için de, her biri ayrı güzellikte plajlar.

    Goa hakkında

    Goa, uzun yıllar Portekiz sömürgesinde kalmış . Öyle ki, Portekiz’in doğudaki başkentiymiş ve Lizbon ile aynı ayrıcalıklara sahipmiş. Hindistan, 1945’te bağımsızlığını ilan ettiğinde bile Portekiz Goa’yı vermemiş. Ama 1961 yılında Hint ordusu Goa’yı kuşatınca mecburen bırakmışlar ve 450 yıllık hükümranlık bitmiş.Bu yüzden de Goa’da Portekiz esintisini görebilirsiniz.

    Goa’ya nasıl gidilir?

    Nereden geleceğinize, zamanınıza ve bütçenize göre her şekilde Goa’ya gelebilirsiniz. THY dahil pek çok ülkenin Goa’ya direk yada aktarmalı uçuşları mevcut. Hindistan içinden ise Goa’ya yine uçakla, ulaşmanız mümkün. Uçuş bulmak için https://www.skyscanner.com sitesinden aramanızı yapın, size en uygun uçuşun fiyatlarını listeleyecektir. Uçakla gelirseniz, çıkıştaki prepaid taksilerle istediğiniz plaj bölgesine ulaşabilirsiniz. 

    Trenle gelirseniz ineceğiniz yer Margao’da, Madgaon tren istasyonu olacak. Yine buradan da prepaid taksi veya rikşaları kullanarak gitmenizi tavsiye ederim.

    Otobüsle gelirseniz, yataklı olan sleeper bus ile gelin. İstikametine göre değişiyor ama genelde ilk Mapusa’da indiriyor. Bazıları ise Margao’ya kadar gidiyor. Oradan da taksilerle Arambol, Anjuna ya da Palolem plajlarının olduğu taraflara gidebilirsiniz. Yaklaşık 800Rs civarı tutuyor.

    Eğer Arambol, Anjuna gibi kuzeyindeki plajlardan sonra, güneye Palolem’e geçecekseniz, oraya gidiş biraz meşakkatli oluyor.  Biraz içerde kaldığından taksi harici otobüslerle ulaşımı biraz zor. Birkaç kez otobüs değiştirmeniz gerekiyor. Taksi 1500Rs civarı ama daha yüksek istiyorlar.

    Goa’da ulaşım

    Goa’da plaj bölgelerini araç ya da scooter kiralayarak gezebilirsiniz. Tek bir plaj bölgesinde en mantıklısı scooter kiralamak. Günlüğü 250Rs civarı, ama noel, yılbaşı ,bayram gibi yoğun zamanlarda 500Rs civarına kadar çıkıyor. Trafiğin sağdan olduğunu ve hintlilerin akrobat gibi çok manevralı araç kullandıklarını göz önünde bulundurun. Diğer  bölgelere geçişte ise taksi ya da çok ekonomik olan lokal otobüsleri de rahatlıkla kullanabilirsiniz. 

    Biz Noel ve yılbaşı yoğunluğundan dolayı tren bileti bulamadığımızdan Goa’ya da sleeperbus kullandık. İlk durağımız Arambol olduğundan otobüs Mapusa’da indirdi ve Arambol’e taksiyle pazarlık yaparak 750 rupiye  gittik. Daha sonra Palolem’e geçerken, aynı yolu 1.5 aydır Hindistan’da olmanın farkındalığıyla lokal otobüslerle gittik ve Arambol’den Mapusa’ya 45 dakikalık bir yolculukla 30Rs verdik. Mapusa’dan Panjim’e 40Rs, oradan Margao’ya 80Rs ve sonunda Palolem’e 100 rupiye geldik. Bu rakamlar iki kişilik fiyatlar. Otobüs kalacağımız yere 100m mesafede bıraktı. Toplamda yaklaşık 4 saatlik bir yolculuk oldu ve çok ekonomik oldu. Aynı yolu taksi ile 3 saatte ve 4000Rs civarı ancak gelebilirdik.

    Konaklama

    Goa’da genelde deniz kenarında ya da denize çok yakın bungalov ve guesthose var. Bungalov tarzı olan yerler biraz daha salaş, diğerleri daha içerde kalıyor ama daha konforlu. İçerde dediğimde 5dakikalık yürüme yoluyla çarşı içinden gidiyorsunuz.

    En rahat ve yorumlarına güvenerek rezervasyon yaptığım site https://www.booking.com. Tercihen yüksek puanlı ve ekonomik seçenekleri kullanıyorum. Gittiğimde beğenirsem aynı yerde kalmaya devam ediyorum, beğenmezsem başka yerlere bakıyorum. Fotoğrafla değil, direk kendi gözümle görmek başka oluyor.

    Yaklaşık 3 hafta kaldığımız Goa’da, hem Arambol’de hem de Palolem’de de öyle oldu. Fotoğraflarını beğendiğimiz bungalov tarzı bir yerlerdi, ama daha sonra denizden daha içerde, ama daha geniş ve konforlu, aynı zamanda da daha ekonomik olan başka bir yerlere geçtik. Uzun kalacağımız için hem konforumuz önemli, hem de ekonomimiz önemli oluyor. Kaldığınız yer büyük şehir değilse, yer bakmak ve değiştirmek de kolay oluyor. 

    Günlerdir bilgisayarımı şarj edemiyorum, yeni bir adaptör almam gerekiyor, ama bulamadım. İndi bindi yaptığımız yerlerde sırtımızda kocaman çantalarla sokak aralarında dolanmaktan yorulduk, ama yine de bulamadık. Bu yüzden de Goa yazısı gecikmeli bir yazı oldu. 

    Goa’da gezilecek yerler

    Goa, Hindistan’ın çok farklı bir yüzü, kesinlikle buraya Hindistana’a nokta koymak için, son durak olarak gelmek lazım. Çünkü daha sonra diğer yerleri beğenmezsiniz, hep burası ile kıyas yaparsınız. Hindistan’da istediğiniz yerleri kuzeyden başlayarak gezin, oralardaki kaos ve klasik Hindistan’ı gezin görün, gezerken yorulduktan sonra hem bedeninizi hem de ruhunuzu dinlendirmek için Goa’ya gelin, plajlarında şanti şanti takılın. 

    Goa eyaletinin başkenti Panjim ve Goa’da gidebileceğiniz pek çok popüler plaj bölgesi var. Hareketli ve eğlenceli olan Arambol ve Anjuna plajlarının yanısıra, hindistan ağaçları arasında sadece denize girerek kafa dinlemek için ise Palolem’e gidebilirsiniz. Daha sonra da isterseniz daha güneye doğru Kerala tarafına geçebilirsiniz.

    Biz kuzeyde yeterince gezdiğimiz ve yorulduğumuzdan daha fazla tarihi yapıları gezmek istemedik ve Goa’da sadece deniz tatili yapmak ve dinlenmek istedik. Bu yüzden de ilk olarak Arambol’e gittik.

    Keyif dolu Arambol

    Güzel Arambol, canım Arambol, biz burayı çok sevdik. Kaldığımız 2 hafta boyunca adeta yazlığımız gibi oldu.  Arambol, bir zamanlar ünlü partilerinin olduğu, hippilerin ve turistlerin gözde mekanlarına sahip plaj bölgesi. Şimdilerde o partiler başka yerlere kaymış, ama Arambol yine de akşamları oldukça renkli.

    Arambol sokaklarından görüntüler…

    Oldukça uzun bir sahili olan Arambol’de istediğiniz yere havlunuzu atın, denize girin, güneşlenin, yoganızı yapın, müzik aleti çalın, şarkı söyleyin, dansedin, meditasyon yapın, kitesurf yapın, yani ne isterseniz onu yapın, işte öyle bir yer. 

     

    Sahil herkese, her şekilde hitap ediyor. İster şezlonglarda isterseniz direk kumlara havlunuzu serin.  Deniz akşam üzeri biraz dalgalanıyor. Bir de rüzgar çıktıysa, kitesurf yapanlarla doluşuyor.  

    Biz de buraya iyice alıştık. Aslında yaptığımız fazla bir şey yok, deniz, güneş, kumda yürüyüş. Ye, iç, yat anlayacağınız, telaş yok, acele yok, sakin sakin geziyoruz. Yukarıda da dediğim gibi atmosferi insanı içine çekiyor. ”Ne olursan ol Goa’ya gel” denebilecek, herkese bir şekilde dokunan bir yer. 

    Akşam üzeri yoga grupları geliyor, yoga dersi alan, yoga ve meditasyon yapan, yani güneşin batışını yolcu etmek için herkes sahilde oluyor.

    Güneşin batışıyla akşam üzeri Sunset pazarı kuruluyor. Ne ararsanız bu pazarda var. Kendi yaptıkları takılar,  elişleri, farklı tarzda yapılan resimler, tatlılar, kendi ülkerlerinin ürünleri gibi bir sürü şeyi bulabilirsiniz. Bir tarafta masaj yapanlar, bir tarafta ateşle dansedenler, bir tarafta davullar ve enstrümanlarıyla müzik yapanlarıyla renkli bir akşam pazarı oluyor.

    Aslında daha erken ayrılıp yeni yıla Palolem’de girecektik, ama oradaki fiyatlar uçunca burada yeni yılı burada karşılamaya, sonrasında Palolem’e geçmeye karar verdik. Yılbaşı gecesi sahilde şöhret olduk diyebilirim. İçtiğimiz biraları Burhan üst üste koyup apartman yaptıktan sonra, üzerine de aldığımız mumlarla şamdan yaptı. Herkesin ilgi odağı oldu, her geçen fotoğrafını çekiyor, zaten fotoğraf çektirmeyi çok seven hintliler bunu görünce selfi kuyruğuna girdi. ”Şöhret olmak da zormuş”, diyerek gülüştük.

      

    Havai fişeklerin nerdeyse 1 saat boyunca hiç durmadan atıldığı, bir yeni yıl karşılaması yaptık. Yarından sonra Palolem’e geçiyoruz, burayı çok özleyeceğiz. 

    Arambol’de nerede, ne yenir?

    Bütün sahil boyunca restoranlar var, beğendiğiniz yerde istediğiniz tarz yemek bulabilirsiniz. Gündüz şezlonglar var, akşam masalar kuruluyor.  İç kısımlarda daha ekonomik, lokal yemek yapan yerler, farklı mutfaklar da var. Biz orta doğu mutfağına özel olan Shimons Falafel’in meyve kokteylerini ve falafelini çok sevdik. Bir de German Bakery tatlıları ve kurabiyeleri çok güzeldi, hergün uğramadan geçmedik.

    Palolem

    Bütün plaj kenarı hindistan cevizi ağaçları ile kaplı, önünde bungalov tipi konaklama yerlerinin olduğu yarım ay şeklinde bir koy Palolem. Lüks oteller yok, tamamen doğasına uygun bambu kulübelerden oluşmuş bir plaj. Bir ucundan bir ucuna yarım saatte gidebiliyorsunuz. 

     

    Lüks yapıların olmaması, doğal hayatın içinde olması, bulunduğu yeri ve anı yaşamak isteyenleri buraya çekiyor. Kayalıkları, denizi, kumsalı ile dinlenmek için ideal bir yer.

    Koyun iki ucu kayalık, sağ tarafa gittiğinizde eğer sabah ise hemen yanındaki Maymun Adasına geçmek için nehrin denize karıştığı yerde belinize kadar suya girmeniz gerekiyor. Ama öğleden sonra giderseniz sular çekilmeye başlıyor ve kayalıklar suyun dışında kalıyor, rahatça geçebiliyorsunuz. Suyun içindeki köpekbalığı kayası bile kumsalda kalıyor.

    Akşam üzeri, gün batımı saatlerinde Maymun Adası tarafındaki bu kayalıklar, güneşin batışını seyretmek isteyenlerle  doluyor. 

    Palolem’de ne yapılır?

    Burada kaldığınız sürede tekne turlarına da katılabilirsiniz. Sabah saatlerinde olan 08:30 gibi hareket eden teknelerle gezebilirsiniz. Tekneden yunusları görebiliyorsunuz, sonra Maymun Adası ve Butterfly Adasına götürüyor. Fiyatları grup ya da özel gidişinize göre değişiyor. Grup gidilirse 300Rs civarı, ama özel satış yapmakta ısrar ediyorlar ve 1200-1500Rs istiyorlar.

    Ayrıca 1 saatlik ücreti 400 – 500Rs olan tek ya da çift kişilik kanolar var. Kano kiralayarak da dolaşabilirsiniz. Bir de ısrarla götürmek istedikleri, ama bizim gitmediğimiz, fiyatı 1000 – 1200Rs civarında orman içinde nehir turu var. Kartal, maymun ve başka kuşları da görebiliyormuşsunuz. Kartallar zaten devamlı tepenizde uçuyor, ama öyle çok büyük değiller. Arambol’de de sahilde vardı, ama birkaç taneydi. Burada çok fazlalar, devamlı avlanmak için dolaşıyorlar. Özellikle de Maymun Adası tarafında ve asma köprünün olduğu nehir tarafında daha fazla görülüyor.

    Biz de bir o taraf, bir bu taraf geziyoruz, ama nehrin diğer tarafını, Maymun Adası tarafını daha çok sevdik. Sessiz sedasız tam dinlenmelik. Akşam günbatımı da harika, daha ne isteyelim.  

    Palolem‘de nerede, ne yenir?

    Palolem’de de Arambol’deki gibi bütün sahil boyunca restoranlar var, beğendiğiniz yerde istediğiniz tarz yemek bulabilirsiniz. Burada da, gündüz güneşlendiğiniz şezlongların yerine akşam masalar kuruluyor. 

    Ama sokak aralarında ve cadde üzerinde de lezzetli ve aynı zamanda da ekonomik yemekler sunan yerler var. Her bütçeye uygun, Rumba Cafe, Cafe Ourem, Casa Sanfrancisco ve Cleopatra Restaurant adlarını sayabilirim. 

    Hoşçakal Goa

    Biz yine burada da, deniz kenarında olan yerin gürültülü olması ve konforunu beğenmediğimiz için başka yer baktık. Denize 10 dakika mesafede ama, verandasında keyifle oturduğumuz Hindistan cevizi ağaçları arasındaki Kings Villa Resort‘u bulduk.

    Bu arada Kochi’ye tren bileti bakıyoruz, ancak wait listlere göre ancak 8 Ocak tarihine bulabildik, bu sefer second class gideceğiz.

    Bir aya yakın kaldığımız Goa’ya bugün Palolem’den veda ediyoruz. Gönlümüzde taht kuran, Burhan’ın ” Seneye gelelim de, birkaç ay kalalım burada” diyecek kadar çok sevdiği, ruhumuzu dinlendiren güzel Goa. İnsanların niçin buraya yerleşmek istediklerini, buraya gelince ve burada biraz fazla kalınca daha iyi anlıyorsunuz. Uzun kalacaklar ev  kiralama yöntemini seçiyor zaten. Belki biz de ilerde öyle yaparız.

    Trenimiz akşam saati olduğundan, gündüz son kez sevgili koyumuza gidelim dedik, son fotoğraf karelerimizi de çektik ve vedalaştık.

     

    Yola çıkmadan önce Cleopatra Restaurant’ta da karnımızı doyurup, hemen restoranın önünden Margao otobüsüne bindik ve  Madgaon tren istasyonuna yakın bir yere kadar gittik. Tren yine 1 saat rötar yaparak 20:30’da kalktı, yarın Kochi’ye  merhaba demek üzere yola çıktık.

     

    Bir cevap yazın

    Translate »
    %d blogcu bunu beğendi: