Fotoğraf platosu gibi bir şehir Pokhara

    No Comments

    Pokhara

    Pokhara, Phawe gölü kenarında kurulmuş, Nepal’in 2. büyük, ama en sevilen şehri. Lakeside bölgesinin güzelliği ile gündüzü ayrı, gecesi ayrı görseller yaşatan, kayıkların sessiz sessiz süzüldüğü adeta bir fotoğraf platosunu andıran, gezerken verdiği haz ile insanın ruhunda ezgiler bırakan küçük şirin şehir Pokhara. Katmandu’nun yoruculuğundan sonra bize de çok iyi geldi, adeta fırtınadan sonraki dinginlik gibiydi.

    Pokhara’ya nasıl gidilir?

    Pokhara’ya gitmek için, önce Katmandu’ya gitmek gerekiyor. Katmandu’dan uçak ve otobüs seçeneği var. Biz ekonomik olması ve zaman sorunumuz olmamasından dolayı otobüsü tercih ettik.  Siz şartlarınız gereği uçağı tercih edebilirsiniz. Katmandu Tribhuvan havaalanından kalkan küçük uçaklar, Pokhara’nın içindeki o küçüçük havaalanına iniyor. Otobüse göre rakamlar daha fazla 100-120$ arasında değişiyor.

    Biz otobüsle gideceğimiz için, sabah 06:30 gibi kaldığımız hostelin taksisi ile  Pokhara otobüsünün kalktığı yere gittik. Otobüsümüz 07:00 civarında kalktı. Gerçi bütün otobüsler bu saatlerde kalkıyor. daha sonra gitmek isterseniz özel araç kiralamanız gerekiyor. Otobüsümüz Turist Bus diye geçiyor, turistlere özelmiş, ama sadece adı öyle. Bizim eski otobüslerimiz gibi, şimdi kullanımda bile bulamazsınız. Biletler de 10-25$ arasında değişiyor. Bazılarının koltukları daha konforlu, ayrıca yemek de veriyorlar.

    Yol hoplaya zıplaya gidilen bir yol, ama manzaralar çok güzel olduğu için, o bozuk yollardaki yolculuk  keyifli geçiyor. Bazı yerlerde iki araç yanyana geçemiyor bile, hatta yan tarafı da uçurum. Bir bakıyorsunuz iyice yükseklerdesiniz, bir bakıyorsun aşağılara inmişsiniz. Yaklaşık 200km olan yolu 8-9 saat gibi bir sürede alıyorsunuz. Otobüs 2-3 kez mola veriyor, isterseniz birşeyler yiyip içebilirsiniz.

    Saat 15:30 civarı Pokhara’daydık. Otobüs Lakeside dışında indiriyor. Sıkıntılı bir taksiciye rastladığımız için, 5 dakikalık yolu olan oteli, tam 40 dakika aradık ve biraz da gerildik. Aslında 300Rs olan yere otobüs terminalinden bindiğimiz için, mecburen 400Rs verdik, hatta 500-600Rs istiyorlar. Pazarlık şansınız orada biraz zor oluyor.

    Günün yorgunluğuyla bugünü dinlenerek geçireceğiz, yarın trekking için alınması gereken izin belgelerini çıkarmaya gideceğiz.

    Pokhara’da 2.gün

    Bugün iyice dinlenmiş şekilde kalktık ve izinleri alacağımız ofisin yolunu tuttuk. Dün yorgunluk ve taksici stresinden güzelliğini farkedemediğimiz şehrin, göl kenarından dolaşa dolaşa gittik. Rengarenk kayıklar, güneşin gölün üzerindeki yansımaları, gölde gezinti yapanlar derken, fotoğraf çeke çeke ofise geldik. Yollarda fotoğraf,manzara derken biraz fazla oyalanmışız.

    Eğer trekking yapacaksanız,bu belgeleri almanız şart. Bilgi sistemlerine kaydolmak için TIMS kart ( Treker’s Information Management System ) ve gideceğiniz bölgeye göre de izin kağıdı almanız gerekiyor. Biz Annapurna bölgesine gideceğimiz  için ACAP (Annapurna Conservation Area Project ) çıkarttık. Ofis Damside kısmına daha yakın bir yerde. Girişi aşağıdaki gibi.

    İlk önce, kişisel bilgileriniz, rotanız vs ile ilgili doldurmak üzere bir form veriyorlar. İlk önce bu formu dolduruyorsunuz.

    Formu doldurup, 2 fotoğraf ve kişi başı 2000Rs ödeyerek TIMS kartı alıyorsunuz. Eğer fotoğrafınız yoksa orada da çekiyorlar. Bu kartla onların bilgi sistemine kaydoluyorsunuz ki ,dağlardaki kontrollerde kaybolma ihtimalinize karşılık sizin nerede olduğunuzu takip edebilsinler. Bazı köylerde check point yerleri var.

    Sonra içerideki ofisde de tekrar benzer bir formu yine dolduruyor, 2 fotoğraf  ve kişi başı 3000Rs veriyorsunuz. (ACAP için ). Bu kağıtla da treking yapabilir izninizi alıyorsunuz.

    Sadece rupi kabul ediyorlar, dolar almıyorlarmış, biz bilmiyorduk. Bizim yanımızdaki rupi ACAP için yetmedi, bozdurana kadar da ofis kapanacağından (saat 17:00’da kapanıyor) ertesi güne kaldı. Yolda manzara keyfi yapınca yarına kalınıyor böyle. Yani yanınızda kişi başı 5000Rs ve 4 fotoğrafla gitmeniz gerekiyor.

    Pokhara’da 3.gün

    Bugün yine yürüyerek ofise kadar gittik. Artık ACAP da tamam, yarından sonra yola çıkacağız. Düşündüğümüz rota, Nayapul’dan başlayıp, Poon Hill’e kadar çıktıktan sonra, Tadapani üzerinden Annapurna Base Camp yapmak ve Gandruk üzerinden dönmek.

    Bu tarzdaki rotaları yapan tur acenteleri de var. Size bütün belgelerinizi hazırlıyorlar, rehberlerle beraber yürüyüşünüzü tercih ettiğiniz rotadan yapabiliyorsunuz. İsterseniz taşıyıcı da sağlıyorlar.  Turla gitmek istemezseniz, sadece yerel rehber de tutabilirsiniz. Günlük ödeme alıyorlar, 20$ civarı, anlaşmanıza bağlı. Eşyalarınız için taşıyıcılar da var, isterseniz tutabilirsiniz. Biz bunların hiçbirisini kullanmadık. Haritalarımızı aldık, rotamızı belirledik, Nayapul’dan yola çıkacağız.

    Göl kenarından gezerek döndük. Yemekten sonra da, adını duyduğumuz, Busy Bee’ye girelim dedik. Çalanlar keyifli çalıyorlar, sevilen hit parçalar, ferah bir bar, öyleki köpekler bile rahatça dolaşıyor.

     

     

    Bir cevap yazın

    Translate »
    %d blogcu bunu beğendi: