Erikli Yaylası ve Çifte Şelaleler
Erikli Yaylası
Erikli Yaylası, Çınarcık ilçesinin Teşvikiye Köyünün bir yaylasıdır ve Teşvikiye Kent Ormanının içinde yer alır. Erikli Çifte Şelalenin de muhteşemliği ile yeşilin her tonunun olduğu bir mesire yeridir. Kışın yağan karların baharda erimesiyle sular, şelaleler cenneti bir yer. Erikli Yaylası ve çifte şelaleler, Çınarcık’ın en çok bilinen ve ulaşımı daha kolay olan yaylasıdır. Baharda ayrı güzel, yazın ayrı güzel olan ve kamp için de tercih edilen yayla, gece yıldızların altındaki keyfi ayrı, sabah kuş sesleri ile huzuru ayrı güzeldir.
Çınarcık ve civarı
Çınarcık ve civarı, İstanbul’a yakın olması avantajıyla senelerce tercih sebebi olmuştur. Deprem sonrası popülaritesi bir süre eksilse de tekrar yavaş yavaş eski haline gelmeye başladı. Tabii bunda ulaşım kolaylılıklarının artması da etken oldu. Deniz isteyenlerin yazlık tercihi olarak da gittikçe yerleşim artmakta devam ediyor. Gerek trekking yapmak isteyenler, gerekse doğanın içinde kamp yapmak isteyenler için ise Çifte şelalesinin keyfiyle Erikli Yaylası ve daha yukarılardaki Delmece ve Karlık Yaylaları ise baharda ayrı ve yazın ayrı güzeldir.
Bizim de çok keyif aldığımızdan ve doyamadığımız yerlerden birisi olduğundan, suyun gürül gürül olduğu baharda ve yazın da kafamıza estikçe gittiğimiz hafta sonu kaçamaklarımızdandır. Yazın sıcağında deniz ,şelale ve kamp üçlüsüyle keyifli bir hafta sonu geçirilen yöreye günübirlik de gidebilirsiniz.
Nasıl gidilir?
İstanbul tarafından geliyorsanız ve özel aracınız yoksa, Bostancı ve Yenikapı deniz otobüsü ile Çınarcık ulaşımı oldukça hızlı, eğer özel aracınızla gidiyorsanız ve körfezi dolanmanız gerekmiyorsa Eskihisar – Topçular feribotu ya da Osmangazi Köprüsünü kullanarak yolunuzu kısaltabilirsiniz. Sonrasında Çınarcık istikameti ve yaklaşık 9km sonrasında Teşvikiye Köyü’ne dönmeniz gerekiyor. Göbekteki vazodan devam edin. Tabelalar Erikli Şelale diye yön gösterecektir. 6km kadar sonra Erikli Yaylası ve Çifte Şelale’nin olduğu Teşvikiye Kent Ormanı Tabelasını göreceksiniz. Cüzi bir giriş ücreti vererek içeri giriyorsunuz.
Neler Yapılır?
Neler mi yapılır, mesela bizim yaptıklarımız. Özel aracımızla gittiğimiz için Eskihisar – Topçular feribotunu tercih ettik. Deniz havası alarak Yalova’ya ve sonra Çınarcık istikametine dönerek, Teşvikiye Köyü’ne geldik. Kalabalık olmayan bir kıyıda deniz keyfimizi yaptık. Duş niyetine Erikli Yaylası’ndaki Çifte Şelaleye gidelim ve sonrasında da kamp atalım dedik.
Deniz keyfi sonrası yemece ve içmece için tüm ihtiyaçlarımızı Çınarcık’tan aldık ve şelalelere doğru çıktık. Kent ormanının içinde yemek için küçük tesisler var, ama hem mangal keyfi için, hem de kamp için başka ihtiyaçlar oluyor malum. Yaylaya geldikten sonra ise isteğe ve midelerin durumuna göre dere sularıyla oynarken acıkma başladıysa mangalları yakıp keyfinize bakıyorsunuz, biz öyle yaptık. Deyim yerindeyse çatlayana kadar yiyoruz.
Bu kadar enerjiyi harcamak lazım. Doğru şelalelere yürüyoruz. Ne kadar mı? Sağınıza solunuza bakarken ,asma köprü, çocuk parkı derken manzara öyle güzel ki fotoğrafları çeke çeke yürüyorsunuz.
Hangi ağaçlarmış, dereden mi yukarıdan mı yürüyelim, ağaç çiçek derken gürül gürül akan alt şelaledesiniz. Terasında fotoğraf çektirmek farz olan yerdesiniz. Hatıra olsun sıraya girip siz de bizim gibi çektirin artık.
Biraz sonra bakmışsınız o muhteşem görüntüsüyle esas Erikli Şelalesi olan üst şelaleye gelmişsiniz. Hemen deklanşöre basın ve suların sesini fotoğraf karelerinde sabitleyin.
Sular sizi çağırıyor ve girmeden duramıyorsunuz. Ayaklar, bacaklar derken hop sudasınız. Sularla oynaşırken zamanı unutuyorsunuz.
Daha başka neler var?
Sonra dönüşe geçiyoruz. Islak ıslak tabi. Giderken parkta oynayamadıysanız dönüşte doya doya oynayın derim. Tekrar kamp attığımız ve mangal yaptığımız yere geliyoruz. Islak kıyafetler değiştiriliyor. Sıcak sıcak közde çay ya da kahve ne güzel gider değil mi, biz de öyle yapıyoruz. Daha sonra isteğe bağlı olarak Dipsiz gölü görmeye gidebilirsiniz ya da ertesi gün program tabeladaki kilometrelere göre biçim değiştirebilir.
Teşvikiye’den şelaleye çıkarken solda, dönüşte sağ tarafınızda kalıyor, küçük bir gölet var. Adını öğrenemedim, ama ben ona adacıklı gölet diyorum. Çünkü ağaçların altında kalan küçük topraklı kısımlar adacık gibi duruyor. Biz dönüş yolumuzda yine uğradık, manzaraya karşı közde çay, kalkmadan da kahve keyfimizi de yapmadan kalkmadık.
Bizim başka bir İstanbul kaçamağımıza kadar, keyifler sizinle olsun.
Şu İstanbul’un sıcak ve nemli havasında yazınızı okurken serinledim desem yeridir. Elinize sağlık .
Ahmet
Çok teşekkürler, başka serinletici yazılar da yolda…
Hello! I’ve been reading your weblog for some time now and finally goot the bravery to
go ahead and give you a shout out from Atascocita Tx!
Just wanted to say keep up the fantastic job!
Thank you so much, I try to write with pleasure