3.günümüzde Poon Hill’de güneşin doğuşu
Poon Hill’de güneşin doğuşuyla güne başlamak
Bugün Himalayalar’da trekkinge başladığımızın 3.günü. Bu sabah, Poon Hill’de güneşin doğuşuyla güne başlamak için, saat 03:30’da kalktık ve güneşin doğuşuyla Himalayaları, eğer görebilirsek üç tepeyi de görebilmek için Poon Hill’e doğru tırmanmaya başladık. Yaklaşık 1 saatlik tırmanış dediler, ama yine devamlı merdiven çıkılıyor ve biz çok yorgunuz. Tabii ki o bir saati fazlasıyla geçti. Ama gökyüzü nasıl güzel, yıldızları sanki uzansak yakalayacağız. Pırıl pırıl, yıldızlardan atlas denir ya hani, işte öyle bir gökyüzü hakim. Yukarı doğru çıkmaya başladıktan bir süre sonra ticket office var, 100Rs giriş ücreti alıyorlar.
Çık çık bitiremediğimiz merdivenlerle, nihayet 3260m olan Poon Hill’deyiz. Hava buz kesiyor, yerlerde de taze yağmış görünümlü kar var. Birden bu hava değişimi bizi iyice üşüttü. Sıcak içecek satan büfe gibi bir yer var, bir taraftan havanın güneşin doğuşuyla aydınlanmasını beklerken, çayla ısınmaya çalıştık, ama nafile. Yaklaşık 20 dakika kadar bekledik. Fotoğraf makinesini kullanırken mecburen ellerim açıkta olduğundan buz tuttular sanki. Burhan ayak parmaklarımı hissetmemeye başladım diye yakınıyor.
Güneşin doğuşuyla karartı halindeki dağlar, bütün heybetiyle belirmeye başladı. O karartı gitti ve 3 tepeyi de net görebiliyoruz.
Şansımıza görüş çok güzel, dağlar bembeyaz, pırıl pırıl ve karlar içinde karşımızda işte. Herkes çekebildiği kadar bu anı karelemeye çalışıyor.
Artık güneş tamamen doğdu ve bütün tepeler gözler önünde, olabildiğine muhteşemliğiyle bize merhaba diyor. Herkes bir telaşta, yaklaşık 2 saattir burada beklediğinden çok üşüdü, yarış halinde fotoğrafları çekip, biran önce inişe geçmek istiyor.
Çıkarken bitmeyen merdivenler, inerken de in in bitmedi bir türlü. İner inmez sobanın başında kahvaltımızı yaptık, iyice ısındık. Sabah 04:00’de çıkmaya başlamıştık. Yukarı çıkışımız, bekleme, fotoğraf çekimi ve iniş derken saat 08:30 oldu.
Ghorepani’den Tadapani’ye geçiş
Kahvaltı sonrası, hızlıca toparlanıp Ghorepani’den Tadapani’ye doğru yola koyulduk. Tamamen orman içinden gidiliyor, bayağı vahşi orman gibi. Devrilmiş ve değişik şekillerde duran ağaçlar çok fazla. Yerler ağaç kökleri dolu, bazı yerlerde merdiven bile olmuşlar. Uzun bir süre, yaklaşık yolun 1/3 kısmını yine yukarı doğru tırmanarak geçirdik. Sonrası ara ara düzlük ve inişti.
Tırmanma bittiği için hızlı ve tempolu gidiyoruz diye Banthanti’de kalmamış, devam etmiştik. Son 2 km kala ise yine merdivenli tırmanmaya başladık. Hava kararmaya başladı ve biz daha Tadapani’ye ulaşamadık. Son kilometrelerin çıkışlı ve merdivenli olacağını bilemedik, bu durum özellikle beni çok zorladı. Dünden beri başlayan boyun ve sırt ağrım da iyice arttı, bu da bizi yavaşlattı. Öyle ki bir ara Burhan çantamı almak durumunda kaldı. Böyle olunca da düşündüğümüz zamanda Tadapani’ye ulaşamadık. Üstelik orman içindeydik ve yolumuzu kaybetmeyelim diye, kafa fenerlerimizi de yakarak yol bulmaya çalıştık.
Guesthouse bölgesine geldiğimizde 18:30 civarıydı ve guesthousedan içeri girer girmez, yine yanan sobanın başına geçerek yemeğimizi yedik. Bugün de 15km yürümüşüz, aferin bize. Burası daha da soğuk geldi sanki. Hava yukarılara çıktıkça hakkını verir şekilde güzel donduruyor.
Rota değişikliği
Bu yürüyüşte ergonomik zannettiğim ve küçük olduğu için tercih ettiğim çantamın, aslında çok da ergonomik olmadığını farkettim. Çantanın ağırlığı da eklenince, boynum iyice ağrımaya başladı. Alabileceğim ilaçları aldım, ama nafile ağrı sadece hafifliyor. Yürümek daha zorlaştı ve eziyet olmaya başladı. Sağlık problemi olmayanlar için belki sınırlar daha da zorlanabilir, ama benim için risk söz konusu olduğundan, rota değişikliği kararı aldık. Annapurna tarafına değil de Gandruk tarafına doğru yürüyerek, oradan da inişe devam edip, Nayapul’da trekkingi bitirmek, mantıklı geldi. Yarın yaklaşık 20km’lik bir mesafe var gözüküyor, ama inişli olduğu için mecburen yürümek zorundayım. Çünkü buralardan gidiş için başka seçeneğimiz yok. Sabah ola hayrola diyelim, yatalım, sabah dinlenerek kalkalım
dilek hn. canımsın.
gördüğüm yerleri özlemişim. sen yazdıkça ben orada hissediyorum kendimi. EVEREST ime benden selam eyle. hastalıklarımdan kurtulmam için orada dua et benim için. yolun açık, bedenin güçlü, neşen bol olsun.
sevgiler
Dualarım sizinle,sağlıkla ve sevgiyle kalın.